Sosyal Medya

Makale

Kralın Ülkesinde Yusuf, Firavun’un Sarayında Musa, Yeni Dünyada Ömer Olmak!

“Nuh’u dinlemedim gemim de yok, tufana tutuldum ve piÅŸmanım, ama…” dedi derviÅŸ!

Anadolu çok ÅŸeylere gebe bir coÄŸrafya olma özelliÄŸine hemen her çaÄŸda sahip olmuÅŸtur. Bugün bitmeyecek olan tarihi seçimlerinden öncesinin son zamanlarına ÅŸahit olmaktayız hep birlikte. Halen siyaset sahnesinde rol alan adaylar ve partilerden gördüğümüz; Anadolu, çok küçük numune babından ayrık otları dışında bir bütün olarak müslüman! Åžeytanlar çetesi ülkesinde esir olan ulu hoca ve tahifesi dahil, CHP ve CumhurbaÅŸkanı adayı Ä°nce Muharrem müslüman. DoÄŸu illerimizdeki müslüman Kürtlerimizi dinsizleÅŸtirmek operasyonu merkezi HDP ve Selahattin DemirtaÅŸ, DoÄŸu Perinçek müslüman.  Mehdiye hanım, adı üstünde müslüman! MHP’nin Devlet’i  müslüman, Son kale emirel mü’minin Recep Tayyip ErdoÄŸan gömleÄŸini çıkartmış olsa da Ä°slam’ı özeline baÄŸlamış Milli Görüşcüler ile birlikte zaten müslüman! Kısaca Anadolu müslüman!

Siyaset arenasında başı sıkışan, Anadolu’nun karşısına, Ä°slam, Kur’an, namaz ve de hacca gitmiÅŸ, namazında niyazında dedeleri ile çıkmak zorunda olmuÅŸtur her zaman! Ve her nedense bir çok ilahları ile cari olan sistem zemininde tabela asan ne kadar parti, purtu cemaat var ise söyleminde Allah der, kitapları da Kur’an ve fakat gerçekte tanrıları muasır medeniyetler ülkeleri adına büyük ÅŸeytan ABD’den baÅŸkası olmazdı! Hain tanımlı ulu hoca ve tahifesi, iktidar ve tüm muhalefet partileri yeryüzünde tanrının gölgesi ABD’den icazet almadan, ABD’den telefon edilmeden, ABD’ye selam çakmadan meÅŸruiyet alamaz ve kendilerine iktidar kapıları açılmazdı. Dünya beÅŸten büyük de olsa, gerçekte insanlık sorunu olan ABD, Nato, Siyonist Ä°srail dost ve müttefik! Hemen tüm dünya da halen de böyle…  Anadolu olarak yedi düvele karşı savaÅŸ halinde olunsa da durum budur…

Bugün mevzunun esası Hak batıl kavgasının karşılığına tekabül edip etmemesi meselesidir. Yeryüzüne birbirimize düşman olarak sürgün edildiÄŸimiz Adem-Ä°blis kavgasının kahramanlarıyız her birimiz. Temsiliyetimiz Adem’den yana mı, Ä°blis’ten yana mı düşecek tutum, davranış ve yüzümüzü döndüğümüz yönümüze alakalıdır. Bu daÄŸdaki çoban Mehmet emmi için de böyledir, baÄŸdaki AyÅŸe teyze için de böyledir, başımıza geçip bizleri yönetme iddiasında bulunan reisler için de böyledir. Ä°blis aklının hakim olduÄŸu bir dünyada hak adına konuÅŸulanlar hak deÄŸil, kitlelerin manipüle edildiÄŸi propagandalardır, kavgalar da yalan! Her bir tabelanın ÅŸemsiyesi altına sığındığı yalan  fani kutsalları vardır ve o kutsallar adına aldatılır kitleler. UyuÅŸtulmuÅŸ, ayarlı aynalar ile ayartılmış kalabalıklara dönüştürüldük. Allah adamları olmak adına sloganlar atılırken, tüketerek büyümenin faziletleriyle muhatap kılınıyoruz.  Mehdiye hanım da, Ä°nce Muharrem’de ve diÄŸer tüm adaylar da kendi ceplerine dokunmayacak yalan vaatlerle baÅŸ olma kavgasındalar. Ä°slam peygamberi Muhammed aleyhisselam’ın aramızda ortak bir kelimeye gelin çaÄŸrısına inat kullara ya da kurullara kul olmaya davet ile karşı karşıyayız. Uluslar arası büyük ilahlık müesseselerinin yerel yansımaları ile büyük bir  yüzleÅŸme ile sınanıyoruz bugün!

Tanığı olduÄŸumuz çaÄŸda dünyanın en büyük sorunu Allah ile ilahlık yarışındaki küresel devlet-ÅŸirket oluÅŸumlarıdır. BaÅŸta büyük ÅŸeytan ABD olmak üzere “uluslar arası sistem” adı altındaki koalisyonun tüm coÄŸrafyalara hakim küresel iletiÅŸim içerikleri yönetimlerden ticarete kadar, sanattan spora kadar, bilim-bilgiden teknolojiye kadar reel politik adına hakimiyet kurmuÅŸ gözükmektedir. BaÅŸka ülke yok “kürsel sistem” vardır, yani ÅŸerik kabul etmeyen büyük ÅŸeytan ABD! Bu noktada;

 Bize ne Amerikadan demek; Kuraklığın doÄŸurduÄŸu kıtlığa kralın ülkesinde Allah’ın hükümleri ile düzen getiren Yusuf olmak demek, ezilmiÅŸ Ä°srailoÄŸullarını köleleÅŸtirmiÅŸ Firavun’un sarayında korkusuzca Musa olmak demektir! Krala ve Firavuna deÄŸil,  yerde ve gökte ilah olan Allah’a itimat etmek dünyanın beÅŸten büyük olduÄŸunu dillendirmekten daha öte Muhammed’e gerçek ümmet olmak demektir! Pozitivist aklın inÅŸa ettiÄŸi zemin üzerinden hak ve adalet kavgası ne kadar bizleri Hak olana götürür üzerinde esastan düşünmek demektir! ÇaÄŸdaÅŸ muasır medeniyetler seviyesi yalanının demokratik ve laiklik zehrine dönüşüp, müslüman halkların ve insanlığın zehirlendiÄŸi  tüketim çılgınlığı ile uyutulduÄŸumuzu ve yönetsel aldatmalar olduÄŸunu görmek demektir! Kalkınma ve büyüme propagandaları ile israfa aracılık edildiÄŸinin bilinmesi demektir! Az çok bilgisine sahip olunan yalnızca Allah’a kul olmanın ve yalnızca O’na ibadet etmenin, O’na güvenmenin ertelenme lüksüne sahip olunmadığının unutulmaması demektir! Mahallenin bıçkın delikanlılarına diktatörlük yakıştırıp asıl diktatör ÅŸeytanlar çetesine dikkat kesilinmesinin önüne geçmemek demektir! 

 Ve Ömer olmak yeni dünyada; Tevbe istiÄŸfar fırsatı henüz var iken babamız gibi tevbe adip, afdileyerek, Muhammed aleyhisselam gibi Lailahe Ä°lla Allah deyip, yönünü Allah’a dönme yiÄŸitliÄŸi göstermek demektir!

“Nuh’u dinlemedim dedi derviÅŸ, gemim de yok! Tufan yükselirken asıl muktedir Allah’tır dedi umman. Yükseklere tırmanırım derken melek geldi, piÅŸmanım dedi, ama artık çok geçti…!” 

Not: Anadolu’nun delikanlı müslümanlarından Abdülmetin BalkanlıoÄŸlu hocaya rahmet diliyorum. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.